NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’T-TIB

<< 1991 >>

باب الخروج من الأرض التي لا تلائمه

28- Sağlığa Uygun Olmayan Bölgeyi Terketmek

 

أخبرنا محمد بن عبد الأعلى قال ثنا يزيد يعني بن زريع قال ثنا سعيد قال ثنا قتادة أن أنس بن مالك حدثهم أن ناسا أو رجالا من عكل وعرينة قدموا على رسول الله صلى الله عليه وسلم فتكلموا بالإسلام فقالوا يا رسول الله إنا أهل ضرع ولم يكن لنا ريف واستوفوا المدينة فأمر لهم رسول الله صلى الله عليه وسلم بأرض وراع وأمرهم أن يخرجوا فيها فيشربوا من لبنها وأبوالها فلما صحوا وكانوا بناحية الحرة كفروا بعد إسلامهم وقتلوا راعي رسول الله صلى الله عليه وسلم واستاقوا فبلغ النبي صلى الله عليه وسلم فبعث في الطلب في آثارهم فأتي بهم فسمروا أعينهم وقطعوا أيديهم وأرجلهم ثم تركهم في الحرة على حالهم حتى ماتوا

 

[-: 7478 :-] Enes b. Malik'in naklettiğine göre, Ukl ve Ureyne kabilesinden bir topluluk Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzuruna gelip Müslüman oldular ve: "Ya Resulallah! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, köylüler değiliz" deyip, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resulullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın bulunduğu yere gitmelerini, develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini söyledi. (Gidip Resulullah (s.a.v.)'in dediklerini yaptıktan sonra) Sağlıklarına kavuşup Harre bölgesine varınca, islam'dan irtidad ettiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in görevlendirmiş olduğu çobanı öldürüp deve sürüsünü önlerine katıp götürdüler. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaşınca, o da arkalarına takipçi gönderdi. Getirilip gözlerine mil çekilerek elleri ve ayakları kesildi ve ölünceye kadar Medine'nin Harre bölgesine bıraklldllar.

 

Tuhfe: 1176

Daha önce 290'da tahrici geçmişti.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد عن مالك والحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال أنا مالك عن بن شهاب عن عبد الله بن عامر بن ربيعة أن عمر خرج إلى الشام حتى إذا كانوا بسرغ بلغه أن الوباء قد وقع بالشام فأخبره عبد الرحمن بن عوف أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا سمعتم به بأرض فلا تقدموا عليه وإذا وقع بأرض وأنتم بها فلا تخرجوا فرارا منه فرجع عمر من سرغ

 

[-: 7479 :-] Abdullah b. Amir b. Rabia bildiriyor: Hz. Ömer, Şam'a gitmek için yola çıkıp Serğ denilen yara vardıklarında, Şam'da veba hastalığının olduğunu öğrendi. Abdurrahman b. Avf, Hz. Ömer'e, ResAlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bir yerde veba olduğunu duyarsanız, oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz bir yerde veba hastalığı zuhur ederse oradan kaçarak çıkmayınız" buyurdu" deyince Hz. Ömer Serğ'den geri döndü.

 

Tuhfe: 9720

 

Diğer tahric: Buhari (5729, 5730, 6973); Müslim 2219 (98, 99, 100); Ebu Davud (3103); Ahmed, Müsned (1666); İbn Hibban (2912, 2953)

 

 

أخبرني هارون بن عبد الله قال ثنا معن قال ثنا مالك والحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال أنا مالك عن بن شهاب عن عبد الحميد بن عبد الرحمن بن زيد بن الخطاب عن عبد الله بن عبد الله بن الحارث بن نوفل عن عبد الله بن عباس أن عبد الله بن عوف قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إذا سمعتم به بأرض فلا تقدموا عليه وإذا وقع بأرض وأنتم بها فلا تخرجوا فرارا منه

 

[-: 7480 :-] Abdurrahman b. Avf, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Bir yerde veba olduğunu duyarsanız, oraya yaklaşmayınız. Bulunduğunuz bir yerde veba hastalığı zuhur ederse oradan kaçarak çıkmayınız" buyurduğunu nakletmiştir.

 

Tuhfe: 9721

 

 

أخبرنا محمود بن غيلان قال ثنا وكيع قال ثنا سفيان عن حبيب عن إبراهيم بن سعد عن سعد بن مالك وخزيمة بن ثابت وأسامة بن زيد قالوا إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إن هذا الطاعون رجز وبقية عذاب عذب به قوم فإذا وقع بأرض وأنتم بها فلا تخرجوا فرارا منه وإذا وقع بأرض ولستم بها فلا تدخلوها

 

[-: 7481 :-] Sa'd b. Malik, Huzeyme b. Sabit ve Usame b. Zeyd'in naklettiğine göre

Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Veba hastalığı, bir topluluğun azaba uğratıldığı pis bir hastalık ve azab kalıntısıdır. Bulunduğunuz yerde veba zuhur ederse o yeri terk etmeyiniz. Sizin olmadığınız bir yerde zuhur edecek olursa o yere girmeyiniz" buyurmuştur.

 

Tuhfe: 84

 

Diğer tahric: Buhari (5728); Müslim 2218 (97); Ahmed, Müsned (1536).

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا حماد عن عمرو عن عامر بن سعد عن أسامة بن زيد أن النبي صلى الله عليه وسلم ذكر الطاعون فقال بقية رجز وعذاب أرسل على طائفة من بني إسرائيل فإذا وقع بأرض وأنتم بها فلا تخرجوا منها وإذا وقع بأرض ولستم بها فلا تهبطوا عليها

 

[-: 7482 :-] Usame b. Zeyd'in naklettiğine göre Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) vebadan bahsedip: 'Veba, İsrail oğullarından bir topluluğa gönderilen pis bir hastalığın azabı ve kalıntısıdır. Bulunduğunuz yerde veba zuhur ederse o yeri terk etmeyiniz. Sizin olmadığınız bir yerde zuhur edecek olursa o yere girmeyiniz" buyurmuştur.

 

Tuhfe: 92

 

Diğer tahric: Buhari (3473,6974,2218,92,93,94,95,96); Tirmizi (1065); Ahmed, Müsned (21763); İbn Hibban (2954).

 

 

الحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال أنا مالك عن أبي النضر ومحمد بن المنكدر عن عامر بن سعد عن أبيه سمعه يسأل أسامة بن زيد ماذا سمعت من رسول الله صلى الله عليه وسلم في الطاعون قال أسامة بن زيد قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم الطاعون رجز أرسل على طائفة من بني إسرائيل وعلى من كان قبلكم فإذا سمعتم به فلا تدخلوا وإذا وقع بأرض وأنتم بها فلا تخرجوا فرارا منه قال مالك قال أبو النضر لا يخرجنكم الفرار منه

 

[-: 7483 :-] Amir b. Sa'd bildiriyor: Babam, Usame b. Zeyd'e: "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'den, veba hakkında ne duydun?" diye sorunca, Usame b. Zeyd: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: «Veba, İsrail oğullarından bir topluluğa ve sizden öncekilere gönderilen pis bir hastalıktır. Bulunduğunuz yerde veba zuhur ederse o yeri terk etmeyiniz» buyurduğunu duydum" dedi.

 

Malik'in, Ebu'n-Nadr'dan olan rivayetinde ise ibare: "Bu hastalıktan kaçma isteği, sizin o bölgeyi terk etmenize sebep olmasın" şeklindedir.

 

Tuhfe: 92

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد عن مالك والحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع واللفظ له عن بن القاسم قال أنا مالك عن نعيم المجمر عن أبي هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم على أبواب المدينة ملائكة لا يدخلها الطاعون ولا الدجال

 

[-: 7484 :-] Ebu Hureyre, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Medine kapılarında melekler vardır, veba ve Deccal oraya giremezler" buyurduğunu nakletmiştir.

 

Tuhfe: 92

Daha önce 4259'da tahrici geçmişti.